İstanbul Avukatlık Bürosu
·
avukat@duyguozaydin.av.tr
Pzt - Cum 09:00-17:00
·

Anlaşmalı Boşanma Davası

Anlaşmalı Boşanma Davası

ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI

TMK MADDE 166:

Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.

Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır.

Anlaşmalı Boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır.

Bu nedenle Anlaşmalı Boşanma davalarında tarafların her ikisinin de duruşmada hazır bulunmaları gerekmektedir.

Uygulamada Anlaşmalı Boşanma davası açılması ile, Mahkemeler tarafların Anlaşmalı Boşanma Protokolü hazırlamış olmalarını, bu protokolü her iki tarafın da özgür iradeleri ile imzalamış  olmalarını ve bu imzalı protokolün duruşma öncesinde mahkemeye sunulmuş olmasını aramaktadır. 

 Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Bu halde tarafların ikrarlarının hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.

Örneğin uygulamada Aile Mahkemesi hakimleri çocuk nafakası ödenmeyeceği konusunda tarafların anlaşmaya varmış olmasalar bile bu anlaşmayı uygun bulmayıp, mutlaka bir nafaka belirlenmesi gerektiğine hükmetmektedir. 

Anlaşmalı Boşanma Davası Çekişmeli Boşanma Davasına göre çok daha hızlı ve kolay biçimde çözülmektedir. 

Taraflar anlaşmalı Boşanma davası duruşmasından sonra Mahkeme kararın detay ve gerekçelerini içeren Gerekçeli Kararını hazırlar ve taraflara bu karar tebliğ olur. Kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflar Anlaşmalı Boşanma davasından vazgeçebilir ve karara itiraz edebilirler.

“Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir.”

(T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2017/2269 K. 2017/5101 T. 2.5.2017)